Aim: In this study, it was aimed to evaluate the frequency of significant bacteriuria and antibiotic resistance characteristics in children with myelodysplasia in whom clean intermittent catheterization was administered.
Material and Methods: The study group was composed of 71 patients with myelodysplasia who were found to have significant bacteriuria (age: 8.20±4.57 years; 39 girls) and the control groups was composed of 49 children who were diagnosed with community-acquired urinary tract infection (age: 7.94±4.17 years; 29 girls). The patient and control groups were evaluated in terms of the microorganisms grown in urinary cultures and antibiotic resistance characteristics. The study approved by the ethics committe (14/02/2012-19/E).
Results: Growth of Escherichia coli (E. coli) was found with the highest rate in myelodysplasic patients. However, when compared with the control group in terms of microorganism types, an increase in the growth rates of the microorganisms excluding E. coli was observed in the patients with myelodysplasia which was close to the significance limit (p=0.055). When antibiotic resistance properties were examined, a significantly increased resistance against co-trimaxazole was found in the patient group compared to the control group (p=0.001). 84.5% of the patients were using prophylactic antibiotic including mainly co-trimoxazole. A significantly increased co-trimoxazole resistance was also found in the patients who were using prophylactic antibiotic compared to the patients who were not using prophylactic antibiotic (p=0.025). The rate of symptomatic UTI was found to be 21% in the patients with myelodysplasia and a significant increase was found in the complaints of abdominal/side pain and nausea/vomiting as well as fever in these patients compared to the patients with asymptomatic bacteriuria (p=0.029 and p=0.032, respectively).
Conclusion: Our results show that UTI is still a significant problem in patients with myelodysplasia. In addition, they show that use of prophylactic antibiotic may increase the frequency of development of resistance and co-trimoxazole used for this objective is not a good option. (Türk Ped Arş 2014; 49: 36-41)
Temiz aralıklı kataterizasyon uygulayan miyelodisplazili çocuklarda üriner sistem enfeksiyonları
Amaç: Bu çalışmada temiz aralıklı kataterizasyon uygulayan miyelodisplazili çocuklarda anlamlı bakteriüri sıklığı ve antibiyotik direnç özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Çalışma grubu anlamlı bakteriüri saptanan 71 miyelodisplazili hasta (yaş 8,20±4,57 yıl; 39 kız) ve kontrol grubu olarak toplum kaynaklı üriner sistem enfeksiyonu tanısı alan 49 çocuktan (yaş 7,94±4,17yıl; 29 kız) oluşturuldu. Hasta ve kontrol grubu, idrar kültürlerinde üreyen mikroorganizmalar ve antibiyotik direnç özellikleri açısından değerlendirildi. Çalışma için etik kurul onayı İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden (14.02.2012-19/E) alındı.
Bulgular: Miyelodisplazili hastalarda en sık Escherichia coli (E. coli) üremesi saptandı. Bununla birlikte kontrol grubu ile mikroorganizma tipleri açısından karşılaştırıldığında miyelodisplazili hastalarda E. coli dışı mikroorganizmaların üreme oranlarında anlamlılık sınırına yakın bir artış gözlendi (p=0,055). Antibiyotik direnç özellikleri incelendiğinde kontrol grubuna göre hasta grubunda kotrimaksazole karşı anlamlı derecede direnç artışı saptandı (p=0,001). Hastaların %84,5’i başta kotrimaksazol olmak üzere koruyucu antibiyotik kullanmakta idi. Koruyucu antibiyotik kullanan hastalar arasında da kullanmayanlara göre kotrimaksazol direncinde anlamlı bir yükseklik bulundu (p=0,025). Miyelodisplazili olgularda belirti veren üriner sistem enfeksiyon oranı %21 olarak bulundu ve bu hastalarda belirtisiz bakteriürili hastalara göre ateşin yanı sıra karın/yan ağrısı ile bulantı/kusma yakınmalarında da anlamlı oranda artış vardı (sırasıyla p=0,029 ve p=0,032).
Çıkarımlar: Bizim sonuçlarımız üriner sistem enfeksiyonunun miyelodisplazili hastalarda halen önemli bir sorun olduğunu göstermektedir. Ayrıca koruyucu amaçlı antibiyotik kullanımının direnç gelişim sıklığını artırabileceğini ve bu amaçla kotrimaksazolün iyi bir seçenek olmadığını göstermektedir. (Türk Ped Arş 2014; 49: 36-41)