Turkish Archives of Pediatrics
Review

Tumour lysis syndrome; new approaches at diagnose, follow up and treatment

1.

İstanbul University Cerrahpaşa Medical Faculty, Department of Pediatrics, Division of Pediatric Hematology-Oncology, Istanbul, Turkey

2.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye

Turk Arch Pediatr 2013; 48: 188-194
DOI: 10.4274/tpa.233
Read: 1084 Downloads: 865 Published: 09 December 2020

Tumor lysis syndrome is a clinical situation which occurs with the lysis of malignant cells and causes metabolic abnormalities that threatens life. These metabolic abnormalities are caused by the release of intracellular ions, nucleic acids, proteins and their metabolities from the instant degraded tumor cells. These fast released metabolites can blemish the body’s normal homeostatic mechanism and cause uraemia, hyperuricaemia, hyperkalaemia and hyperphosphaetemia. Hypocalcaemia, which is commonly seen in tumor lysis syndrome is seconder to hyperphosphaetemia. Generally, tumor lysis syndrome occurs after the initiation of chemotherapy but rarely it is observed in fast growing tumours before the treatment duty to spontaneous lysis of malignant cells. There is a high incidence of tumor lysis syndrome in tumours with high proliferative rates and tumour burden like Burkitt’s lymphoma and acute lymphoblastic leukemia. The principle of tumour lysis syndrome, prophylaxis/treatment includes virgous hydration, adequate diuresis, control of hyperuricemia with rasburicase or allopurinol, regulation of serum electrolytes and dialysis should be the treatment options. If the necessary measures are not taken or the clinal situation is not treated properly, metabolic abnormalities can cause renal insufficiency, cardiac arythmia, neurologic complications and propably sudden death in patients with cancer. Alkalisation of urine was applied to all patients previously, but it is not any longer recommended, and this issue is still open to debate. In this paper, new approaches and innovations in the treatment of tumor lysis syndrome are discussed. (Turk Arch Ped 2013; 48: 188-94)


Tümör lizis sendromu; tanı, izlem ve tedavide yeni yaklaşımlar

Tümör lizis sendromu, tümör hücrelerinin hızlı bir şekilde yıkılmasıyla ortaya çıkan ve yaşamı tehdit edebilen metabolik anormalliklerle seyreden klinik bir tablodur. Bu metabolik anormallikler ani yıkılan tümör hücrelerinden hücre içi iyon, nükleik asit, protein ve metabolitlerinin hücre dışı sıvıya sızması sonucunda oluşur. Bu hızlı salınan metabolitler vücudun normal hemostatik mekanizmasını bozarak üremi, hiperürisemi, hiperkalemi ve hiperfosfatemiye neden olabilir. Tümör lizis sendromunda sıkça görülen hipokalsemi ise hiperfosfatemiye ikincil olarak ortaya çıkar. Tümör lizis sendromu, genellikle kemoterapinin başlanmasından sonra görülse de nadiren hızlı büyüyen tümörlerde, malin hücrelerin kendiliğinden yıkımı sonucunda tedaviden önce de ortaya çıkabilir. Çoğalma hızı fazla, tümör yükü yüksek olan Burkitt lenfoma ve akut lenfoblastik lösemi gibi malinitelerde tümör lizis sendromu görülme ihtimali daha yüksektir. Tümör lizis sendromu gelişmesini önlemek ve tedavinin esasını, yoğun hidrasyon, yeterli diürez, allopürinol ve/veya rasburikaz tedavisi ile hiperüriseminin kontrolü, serum elektrolitlerinin düzenlenmesi ve lüzum halinde diyaliz tedavisi oluşturur. Gerekli önlemler alınmaz veya oluşan klinik tablo tedavi edilmez ise metabolik anormallikler, kanser hastalarında, böbrek yetersizliği, kardiyak aritmi, nörolojik komplikasyon ve muhtemel ani ölüme neden olabilir. Daha öncelerde her hastada uygulanan idrarın alkalizasyonu ise son yıllarda pek önerilmemektedir ve bu konu halen tartışmaya açıktır. Bu yazıda, tümör lizis sendromu ve tedavisi sırasında değişen yaklaşımlar ve yeniliklerden bahsedilecektir. (Türk Ped Arş 2013; 48: 188-94)

Files
EISSN 2757-6256