Turkish Archives of Pediatrics
Original Article

Stuttering types in Turkish schoolaged children

1.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı, Ankara, Türkiye

Turk Arch Pediatr 2010; 45: 141-143
DOI: 10.4274/tpa.45.141
Read: 1076 Downloads: 825 Published: 14 December 2020

Stuttering types in 8-12 years old Turkish children who stutter were evaluated. Patients having speech disorders who applied to Hacettepe University Audiology and Speech Pathology Department were evaluated. Fifteen stutterers who had the criteria for diagnosis of stuttering were included in the study. Mean age of the patients were 8.3 years, and of the 15 patients 13 (86.7%) were males and 2 (13.3%) were females. Stuttering types in patients were 89.7% within-words and 11.3% were between words. Within-words stuttering types were significantly higher than between words stuttering types (p=0.001). Dysfluencies beginning in the preschool period, without any intervention turn to be stuttering during the schoolage period. Therefore, early intervention strategies and sharing of those strategies with families are important to prevent stuttering. (Turk Arch Ped 2010; 45: 141-3)


Okul çağı kekeme Türk çocuklarının kekemelik bulguları

Bu çalışmada kekeme olan 8-12 yaş arasındaki Türk çocuklarının kekemelik bulguları incelendi. Hacettepe Üniversitesi Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı’na konuşma bozukluğu yakınması ile başvuran olgular değerlendirildi. Kekemelik tanı ölçütlerine uyan 15 olgu çalışmaya alındı. Olguların yaş ortalaması 8 yaş 3 ay, 13’ü (%86,7) erkek, ikisi (%13,3) kızdı. Olgulara ait kekemelik bulguları incelendiğinde %89,7 sözcük içi, %11,3 sözcükler arası kekemelik bulguları olduğu gözlendi. Sözcük içi kekemelik bulgularının, sözcükler arası kekemelik bulgularına göre anlamlı derecede fazla olduğu istatistiksel olarak belirlendi (p=0,001). Okul öncesi dönemde başlayıp, hiçbir girişim yapılmayan akıcı konuşma bozuklukları ile okul çağı dönemde kekemelik olarak karşılaşılmaktadır. Bu nedenle, akıcı konuşma bozukluğu belirtilerinin başladığı ve gözlendiği en erken dönemde uygun yaklaşımların aile ile paylaşılması gerekmektedir.(Turk Arş Ped 2010; 45: 141-3)

Files
EISSN 2757-6256