Aim: In this study, it was aimed to evaluate the quality of life and self-esteem in children and adolescents with Tourette syndrome (TS) and other chronic motor or vocal tic disorders in comparison with the control group. This is the first study examining the effects of quality of life and self-esteem on each other in chronic tic disorders.
Material and Methods: Among 62 patients aged between 6 and 16 years who were diagnosed with chronic tic disorder according to the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-IV, 57 patients who met the study inclusion criteria constituted the study group and 57 age- and gender-matched individuals constituted the control group (Ethics committee file number: 2009/69; ethics committee meeting number: 2009/14 (11.06.2009); ethics committee decision number: 16). The Rosenberg self-esteem scale, Pediatric Quality of Life Inventory, Children’s Depression Inventory, Screen for Child Anxiety Related Disorders, Maudsley Obsessional Compulsive Inventory and the Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia- Present and Lifetime version were applied to the children and adolescents.
Results: In the study group, all quality of life subtests were found to be lower compared to the control group both in children and adolescents except for self-reported emotional functionality and social functionality. Being below the age of 12 years and female gender were found to be predictors of low self-esteem in tic disorder. In the reports obtained from the children and adolescents, low self-esteem was related with decreased quality of life in all areas except for academic functionality.
Conclusions: Children and adolescents with tic disorder experience functional disruption with a higher rate compared to the group without a psychiatric disorder or severe medical condition. Applying holistic approaches considering other clinical psychiatric symptoms as a part of chronic tic disorder will be useful in increasing the quality of life and self-esteem of these children.(Türk Ped Arch 2014; 49: 323-32)
Kronik tik bozukluğu bulunan çocuklarda yaşam kalitesi ve benlik saygısı
Amaç: Bu çalışmada Tourette sendromu (TS) ve diğer kronik motor ya da vokal tik bozukluğu bulunan çocuk ve ergenlerin yaşam kalitesi ve benlik saygılarının kontrol grubuyla karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kronik tik bozukluklarında yaşam kalitesi ve benlik saygısının birbiri üzerine etkisini inceleyen ilk çalışmadır.
Gereç ve Yöntemler: Yaşları 6-16 arasında değişen Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı- dördüncü baskısına göre kronik tik bozukluğu tanısı konan 62 olgudan çalışmaya alınma ölçütlerini karşılayan 57 olgu çalışma grubunu, yaş ve cinsiyet olarak benzer olan 57 kişi de kontrol grubunu oluşturdu (Etik kurul dosya no: 2009/69; etik kurul toplantı no: 2009/14 (11.06.2009); etik kurul karar no: 16). Çocuk ve ergenlere Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği, Çocuklar için Depresyon Envanteri, Çocuklarda Anksiyete Bozukluklarını Tarama Ölçeği, Maudsley Obsesif Kompülsif Bozukluk Ölçeği, Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu uygulanmıştır.
Bulgular: Çalışma grubunda çocuk tarafından bildirilen duygusal işlevsellik ve sosyal işlevsellik alt alanları dışında hem çocuk hem ergenlerde bütün yaşam kalitesi alt testleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde düşük saptandı. On iki yaşın altında olmak, kız cinsiyetinde olmak tik bozukluğunda düşük benlik saygısının yordayıcıları (prediktifleri) olarak saptandı. Çocuk ve ergenlerden alınan bildirimlerde düşük benlik saygısı akademik işlevsellik dışında tüm alanlarda düşük yaşam kalitesi ile ilişkiliydi.
Çıkarımlar: Tik bozukluğu bulunan çocuk ve gençler psikiyatrik bir bozukluğu ya da ciddi tıbbi bir hastalığı olmayan gruptan daha fazla işlevsel bozulma yaşamaktadırlar. Klinik olarak diğer psikiyatrik belirtileri de kronik tik bozukluğunun bir parçası olarak kabul ederek bütüncül yaklaşımlar uygulamak çocuğun yaşam kalitesinin ve benlik saygısının yükselmesinde yararlı olacaktır.(Türk Ped Arş 2014; 49: 323-32)