Aim: Cases of child abuse and neglect (CAN) should be ideally managed by a multidisciplinary team. In the present study, our aim was to review the demographic and clinical features of cases of child abuse and neglect followed-up by the Child Protection Team of Ege University, Izmir, Turkey.
Material and Method: The data of the cases of CAN referred to the multidisciplinary team of Ege University between August 2009 and 2010 were retrospectively reviewed. The demographic and clinical characteristics of the cases were summarized.
Results: There were a total of 89 CAN cases evaluated by the team in our hospital during the last 12 months. The age of the cases ranged from 1 to 17 years, and 43 (48.3%) of them were male, while 46 (51.7%) were female. The sexual, physical and emotional abuse rates were 49%, 25% and 11% respectively, while 14% of them were diagnosed as pure neglect cases. The fathers were offenders in 67% of cases of physical abuse and in 9% of cases of sexual abuse. However, an extra-familial person was the perpetrator in 59% of the cases of sexual abuse.
Conclusions: Recently, the number of reported CAN cases in our country has increased after the increase in the awareness of the public about this subject and multidisciplinary child protection teams have been established within hospitals. However, there is a long way to go, although remarkable improvements have been observed in the last decade. (Turk Arch Ped 2012; 47: 119-24)
Çocuk istismarı ve ihmali olgularımızın demografik ve klinik özellikleri: Ege Üniversitesi Çocuk Koruma Birimi’nin bir yıllık deneyimi
Amaç: Çocuk istismarı olgularının tanınmasında ve yönetilmesinde en uygun yaklaşım çok merkezli bir ekip çalışması ile sağlanabilir. Bu çalışmada çocuk istismarı tanısı alan olgularımızın demografik ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Ağustos 2009-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Çocuk Koruma Birimi’ne yönlendirilip çocuk istismarı tanısı alan olguların demografik ve klinik özellikleri geriye dönük olarak değerlendirildi.
Bulgular: Bu çalışmada çocuk istismarı tanısı alan yaşları 1-17 yaş arasında değişen 46’sı (%51,7) kız, 48’i (%48,3) erkek toplam 89 çocuk değerlendirildi. Cinsel, fiziksel, duygusal istismar ve ihmal oranları sırasıyla %49, %25, %11, %14 bulundu. İstismarı gerçekleştiren kişi fiziksel istismar olgularının %67’sinde baba iken, cinsel istismar olgularının %59’unda yabancı birisinin olduğu saptandı. Fiziksel istismar kız ve erkek cinsiyette eşit sıklıkta iken, cinsel istismar olgularının çoğunluğunu (%56,8) kız çocukları oluşturmaktaydı.
Çıkarımlar: Ülkemizde çocuk istismarı ve ihmaline ilgi ve duyarlılığın artması ile birlikte tanı alan olgu sayısında artış olmuştur ve pek çok hastanede çocuk koruma birimleri “multidisipliner” olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bütün bunlar olumlu gelişmeler olsa da, ülkemizde çocuk istismarı olgularının tanınması ve doğru yönlendirilmesi konusunda daha alınacak çok yol vardır. (Türk Ped Arş 2012; 47: 119-24)