Turkish Archives of Pediatrics
Original Article

The importance of administration of early surfactant and nasal continuous positive airway pressure in newborns with respiratory distress syndrome

1.

Department of Neonatology, Yüzüncü Yıl University Faculty of Medicine, Van, Turkey

Turk Arch Pediatr 2014; 49: 192-197
DOI: 10.5152/tpa.2014.1624
Read: 1398 Downloads: 926 Published: 07 December 2020

Aim: Mechanical ventilation is an invasive method and causes to important problems in the respiratory tract and lung parenchyma. The objective of our study was to investigate if administration of early surfactant and nasal continuous positive airway pressure (nCPAP) was superior to delayed surfactant administration and mechanical ventilation.
Material and Methods: The study was conducted in the Van 100th Year University, Medical Faculty Hospital, Neonatal Intensive Care Unit. One hundred and nine infants with respiratory distrss syndrome (RDS) with a gestational age of 32 weeks and/or below were included in the study. Surfactant was given to 61 infants in the delivery room or intensive care unit and subsequently nCPAP was administered. Surfactant was administered in 48 infants in the control group and mechanical ventilation was inititated subsequently. Informed consent was obtained from the relatives of all patients and ethics committee approval was also obtained (Approval number: 03.02.2011/15).
Results: There was no statistically significant difference between the two groups in terms of gestational age, birth weight, gender, height and head circumference measurements (p>0.05). The mean hospitalization time in the patients in the study group was 24.4±17.8 days, whereas the mean time of nCPAP was 28.4 (4-120) hours. In the study group, intracranial hemorrhage was found with a rate of 27.85%, bronchopulmonary dysplasia was found with a rate of 4.91%, pneumothorax was found with a rate of 3.27%, necrotizing enterocolitis was found with a rate of 3.27%, patent ductus arteriosus was found with a rate of 16.39, sepsis was found with a rate of 22.95% and retinopathy of prematurity was found with a rate of 1.63%. No statistically significant difference was found between the study and control groups in terms of the rates of complications. During the follow-up period, 17 (27.86%) patients were lost. The length of stay on mechanical ventilation in the study group was found to be statistically significantly shorter compared to the control group (p<0.05).
Conclusions: In our study, it was observed that administration of early surfactant and nCPAP in treatment of preterm newborns with a diagnosis of RDS markedly decreased the lenght of stay on mechanical ventilation, but had no significant impact on morbidity and mortality. (Türk Ped Arş 2014; 49: 192-7)


Sıkıntılı solunum sendromlu yenidoğanlarda erken sürfaktan ve nazal devamlı pozitif hava yolu basıncı uygulamasının önemi

Amaç: Mekanik ventilasyon girişimsel bir uygulama olup solunum yollarında ve akciğer parankiminde önemli sorunlara sebep olur. Çalışmamızın amacı; erken sürfaktan ve nazal devamlı pozitif hava yolu basıncı (nCPAP) uygulamasının daha geç sürfaktan ve mekanik ventilasyon uygulamasına üstünlüğünün olup olmadığını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Çalışma Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Birimi’nde yapıldı. Araştırmaya gebelik yaşı 32 hafta ve/veya daha küçük olan 109 sıkıntılı solunum sendromlu (SSS) bebek alındı. Çalışma grubundaki 61 bebeğe doğum odasında veya yenidoğan yoğun bakım biriminde sürfaktan verildi ve ardından nCPAP uygulandı. Kontrol grubundaki 48 bebeğe ise sürfaktan verilmiş ve ardından mekanik ventilasyona bağlanmıştı. Tüm hasta yakınlarından bilgilendirilmiş onam formu ve etik kurul onayı alındı (Onay No: 03.02.2011/15).
Bulgular: Her iki gruptaki hastalar arasında gebelik yaşları, doğum ağırlıkları, cinsiyet, boy ve baş çevresi ölçümleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p>0,05). Çalışma grubundaki hastaların hastanedeki ortalama yatış süreleri 24,4±17,8 gün iken, nCPAP’ta kalma süreleri 28,4 (4-120) saatti. Çalışma grubundaki olguların %27,85’inde kafa içi kanama, %4,91’inde bronkopulmoner displazi, %3,27’sinde pnömotoraks, %3,27’sinde nekrotizan enterokolit, %16,39’unda patent duktus arteriyozus, %22,95’inde sepsis ve %1,63’ünde prematüre retinopatisi saptandı. Çalışma ve kontrol grupları arasında sorun görülme oranları bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi. İzlem sırasında 17 (%27,86) hasta kaybedildi. Çalışma grubu olgularının mekanik ventilatörde kalış süreleri kontrol grubu olgularının kalış süresine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha kısa bulundu (p<0,05).
Çıkarımlar: Çalışmamızda SSS tanısı konmuş erken doğmuş bebeklerin tedavisinde, erken sürfaktan ve nCPAP uygulamasının ventilatörde kalma süresini belirgin bir şekilde azaltmasına karşın hastalık ve ölüme ciddi bir etkisinin olmadığı görülmektedir. (Türk Ped Arş 2014; 49: 192-7)

Files
EISSN 2757-6256