Turkish Archives of Pediatrics
Original Article

Intraventricular reservoir application in neonates with progressive hydrocephalus

1.

Marmara University, Medical Faculty, Department of Pediatrics, Division of Neonatology

2.

Marmara University, Medical Faculty, Department of Neurosurgery

Turk Arch Pediatr 2013; 48: 200-203
DOI: 10.4274/tpa.1013
Read: 1156 Downloads: 895 Published: 09 December 2020

Aim: Controlled removal of cerebrospinal fluid by serial tapping of ventricular reservoir, is an effective way to decompress the ventricular system while awaiting optimal conditions for permanent cerebrospinal fluid drainage through a ventriculo-peritoneal shunt. The aim of our study is to present our experience on patients for whom a ventricular reservoir was placed because of progressive hydrocephalus.
Material and Method: The record of 18 patients who were born between 2005-2009 and diagnosed with progressive hydrocephalus for whom a ventricular reservoir was placed was reviewed retrospectively. The indications and complications and the need for ventriculo-peritoneal shunt are documented.
Results: Among the 18 patients 13 were preterm (mean birth weight 1542±522 g; mean gestational age 29.9±3.4 weeks), 5 were determined as term (mean birth weight 3270±679 g; mean gestational age 38±0.7 weeks). The etiology of hydrocephalus was intraventricular hemorrhage in 11, meningomyelocele in 4, congenital hydrocephalus in 3 patients. Mean insertion time of the reservoir was 21,5 days (range 7-71 days) of birth, while the mean follow up period with reservoir was 31,5 days (range 7-122 days). Ventriculo-peritoneal shunt was placed to 16 infants (88 %). Complications related to the reservoir were skin infection in one patient and skin necrosis in one patient. Three babies with intraventricular hemorrhage and one baby with congenital hydrocephalus and muscular disease died due to aspiaration pneumonia in the postneonatal period, and the other baby with congenital hydrocephalus died due to multiorgan failure.
Conclusions: Ventricular reservoir placement is an effective procedure for cerebrospinal fluid drainage in cases of progressive hydrocephalus. Our study demonstrates that ventricular reservoir is a better alternative than serial lumbar punctures to prevent permanent damage secondary to progressive hydrocephalus on brain parenchyme in those babies when ventriculoperitoneal shunt insertion is not possible. (Turk Arch Ped 2013; 48: 200-3)


İlerleyici hidrosefalisi olan yenidoğanlarda ventrikül içi rezervuar uygulaması

Amaç: Yenidoğan döneminde ilerleyici hidrosefalinin varlığında ve şant cerrahisinin uygun olmadığı olgularda uygulanan tedavi yöntemlerinden biri boşaltıcı lomber ponksiyonlardır. Beyin omurilik sıvısının yeterli boşaltılamaması ve uygulama güçlüklerinden dolayı, daha kolay ve etkili olan ventrikül içi rezervuarlar aracılığıyla bu sıvının alınması belirli bir tedavi olmuştur. Çalışmamızın amacı, farklı nedenlerle ilerleyici hidrosefalisi olan ve rezervuar takılan olgulara ilişkin deneyimimizi aktarmaktır.
Gereç ve Yöntem: İki bin beş-2009 yılları arasında Yenidoğan Yoğun Bakım Birimi’mizde izlenen ve şant cerrahisi için uygun olmayan ve ilerleyici hidrosefali nedeniyle rezervuar takılan 18 olgu geriye dönük olarak incelendi. Rezervuara ilişkin komplikasyonlar ve olguların ventriküloperitoneal şant gereksinimleri değerlendirildi.
Bulgular: Rezervuar takılan olguların 13’ü erken doğmuş (ortalama doğum ağırlığı 1542±522 g; ortalama gebelik yaşı 29,9±3,4 hafta), beşi zamanında doğmuş (ortalama doğum ağırlığı 3270±679 g; ortalama gebelik yaşı 38±0,7 hafta) idi. Olguların 11’inde ventrikül içi kanama, dördünde miyeloşizis, üçünde doğuştan nedenler (“Aquaduct” stenozu: 2, “Dandy-Walker” malformasyonu: 1) hidrosefaliye neden olurken, rezervuarların takılma zamanı ortalama 21,5 (7-71) gün; takılı kaldığı süre ortalama 31,5 (7-122) gün olarak bulundu. İzlemde olguların 16’sına (%88) ventriküloperitoneal şant takıldı. Rezervuar takılan olguların birinde cilt enfeksiyonu, birinde cilt nekrozu saptandı. Ventrikül içi kanaması olan üç olgu, doğuştan hidrosefalisi ve kas hastalığı olan bir olgu tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonuna bağlı doğum sonrası dönemde aspirasyon pnömonisi, diğer doğuştan hidrosefalisi olan bir olgu ise çoklu organ yetersizliği nedeniyle kaybedildi.
Çıkarımlar: Ventrikül rezervuarı, ilerleyici hidrosefalide beyin omurilik sıvısının boşaltılmasında kullanılabilen etkili bir yöntemdir. Çalışmamız ilerleyici hidrosefalinin, beyin parankiminde yaratacağı kalıcı hasarı önlemek amacı ile ventrikülo-peritoneal şant takılamayan olgularda, rezervuarın boşaltıcı lomber ponksiyonlara iyi bir seçenek olduğunu göstermektedir. Amaç: Çalışmamızın amacı gebelikte mevcut olan aneminin ve yenidoğanda etkilerini değerlendirmekti. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde doğum yapan 307 gebenin hemoglobin (Hb), hematokrit (Hct) değerleri ve yenidoğanların kordon kanında bakılan Hb, Hct, bilirübin değerleri ile doğum şekli, yenidoğan kilosu, Apgar skorlarını belirledik. Gebeler Hb değerinin 11,1 mg/dL ve üzerinde anemik olmayan, Hb değeri 11 mg/dL altında olan anemik grup olmak üzere iki grupta değerlendirildi. Ayrıca Hb değerinin ≥11,1 mg/dL, 11-10,1 mg/dL arasında, 10-9,1mg/dL arasında ve ≤9 mg/dL olması şeklinde dört grup oluşturuldu. Bulgular: Çalışmaya 146 anemik, 161 anemik olmayan olgu dahil edildi. Anemik gebelerin düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma oranı anlamlı olarak yüksek idi (%11,6’ya karşılık % 4,3, p=0,029). Düşük doğum ağırlığı sıklığının anne Hb değeri 10 g/dL ve altında olduğunda anlamlı olarak arttığı saptandı (p=0,0045) . Anemik gebelerin kordon kanı Hb (17,49±2,4 g/dL’ye karşılık 18,1± 2,4; p=0,026) ve Hct (%53,3±7,4’e karşılık %55,6±7,2; p=0,006) değerleri anlamlı olarak düşük bulundu. Çıkarımlar: Gebelikteki anemi yenidoğanın düşük doğum kilosu ile doğma riskini artırmakta ve Hb ve Hct değerlerini azaltmaktadır. Anemi taranmalı ve doğum öncesinde tedavi edilmelidir. (Türk Ped Arş 2013; 48: 200-3)

Files
EISSN 2757-6256