The aim of this study was to evaluate the clinical characteristics of newborns with nonhemolytic hiperbilirubinemia and identify the risk factors for hiperbilirubinemia. This study was a retrospective medical chart review. The records of 427 full-term, healthy newborns who were admitted to Şişli Etfal Hospital, Neonatology Department, from 2000 to 2003 with the diagnosis of hyperbilirübinemia were reviewed. Infants with hemolytic diseases, infection or other underlying causes were excluded. Hyperbilirubinemia was defined and phototherapy was initiated according to the guidelines proposed by the American Academy of Pediatrics. The gender, mean gestational age and mean birth weight of the infants were 59% male, 41% female; 38.7±0.7 weeks and 3152±469 g (1990-4600) respectively. At the hospital admission, their mean body weight was 3030±490 g (1740-4450), mean postnatal age was 5.8±3.6 days (2-18), and mean total serum bilirubin level was 20.1±4.8 mg/dl (12.9–36.5). The lenght of hospital stay was 4.2±3.3 days (1-8) and the duration of exposure to phototherapy was 29.5± 13.7 hours (12 - 96). None of the babies required exchange transfusion. Hyperbilirubinemia was found to be more frequent in the first babies and male gender, however there was no significant association with severity of hyperbilirubinemia. Infants who were fully breast fed and delivered by vacum extraction had higher bilirubin levels at the hospital admission. Excessive weight loss (>10% of their birth weight) was found to be a significant risk factor for developing hyperbilirubinemia (p: 0.006). Other factors including birth weight, place and mode of delivery (sectio vs normal vaginal) were considered in the regression model but not found to be significantly related to hyperbilirubinemia. This study confirms that although severe hyperbilirubinemia is relatively uncommon in healthy full-term babies, infants at risk must be carefully monitored. Poor caloric intake and excessive weight loss have been correlated with an increased risk of hyperbilirubinemia.
Term bebeklerde hiperbilirübineminin klinik özellikleri ve risk etmenlerinin araştırılması
Çalışmada hiperbilirübinemili sağlıklı yenidoğanların klinik özellikleri ve hiperbilirübinemi açısından risk etmenlerinin belirlenmesi amaçlandı. Şişli Etfal Hastanesi Yenidoğan Kliniğinde 2000 ile 2003 yılları arasında hiperbilirübinemi tanısı ile yatırılan, sağlıklı term 427 bebeğin dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Hemolitik hastalık, enfeksiyon veya başka hastalığı olan bebekler çalışmaya alınmadı. Hiperbilirübinemi saptanan hastalara fototerapi başlama ve kan değişimi kararı Amerikan Pediatri Akademisi’nin önerilerine göre alındı. Hastaların cinsiyet dağılımı %59 erkek, % 41 kız; gebelik haftası 38,7±0,7 hafta (38-42); doğum ağırlığı 3152±469 g (1990-4600) olarak saptandı. Hastaneye yatırıldıklarında vücut ağırlığı 3030 ± 490 g (1740-4450), doğum sonrası yaş 5,8±3,6 gün (2-18), total serum bilirübin değeri 20,1±4,8 mg/dl (12,9-36,5), bilirübin düzeyi >25 mg/dl olan bebek sayısı 21 (%4,8) idi. Hastanede kalış süresi 4,2±3,3 gün (1-8), fototerapi uygulama süresi 29,5±13,7 saat (12-96) idi. Bebeklerin hiçbirine kan değişimi yapılmadı. Hiperbilirübinemi ilk bebekte ve erkek cinsiyette daha sık görülmekle beraber, bu özellikler daha yüksek bilirübin değeri için anlamlı bir risk etmeni değildi. Sadece anne sütü ile beslenen bebekler ile, vakumla doğan bebeklerin hastaneye yatıştaki bilirübin değerlerinin ortalaması daha yüksek bulundu. Aşırı tartı kaybının (doğum tartısına göre %10’dan fazla) yüksek bilirübin değeri için anlamlı bir risk etmeni olduğu saptandı (p: 0,006). Doğum ağırlığı, doğum yeri ve doğum şekli (sezaryen ve vajinal) gibi diğer nedenler ile bilirübin düzeyleri arasındaki ilişki regresyon analizi ile değerlendirildiğinde, anlamlı ilişki bulunmadı. Çalışmamız sağlıklı term bebeklerde çok yüksek bilirübin değerlerinin sık olmadığını, ancak riskli bebeklerin dikkatle izlenmesi gerektiğini desteklemektedir. Yetersiz kalori alımı ve aşırı oranda tartı kaybı, yüksek bilirübin değeri gelişimi için anlamlı bir risk etmeni olarak bulunmuştur.